Her şeyden evvel Türkiye'nin, kendi içindeki düşmanlardan, vatan hâinlerinden arındırılması gerekir. Teröristler milletin vergileriyle beslenmeyi hak etmemektedir. Katili, hırsızı, anarşisti, her türlü suçluyu hapse tıkmak bir çözüm değildir. İslam'ın bildirdiği had cezaları uygulanmadığı ve suçlular hak ettikleri karşılığı bulmadığı sürece, biri bitse biri başlayacak, savaşların, kötülüklerin sonu gelmeyecektir. Şu an dünyada halifelik sistemi yoktur, ne yazık ki Müslümanların başında bir halife mevcut değildir ve dünya barışının bir türlü sağlanamamasının nedenlerinden biri de budur. Hele İslam'la yönetildiği iddia edilen İran, Suudi Arabistan gibi devletler için de bu durum geçerlidir. Lafa gelince %99'u Müslüman olan ülkem icraata gelince %9 seviyesine varamıyorsa sıkıntı büyüktür. Ancak yine de, öteki devletlerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin gerçekten farklı bir konumda olduğu söylenebilir. Yüzbinlerce mülteciye kapılarını açan, hangi devlet zor durumda kalsa hemen yardıma koşan, Coronavirüs sürecinde de tonlarca malzeme gönderen Türkiye, dünya barışının sağlanması için çaba harcamaktadır. Ama merhametten maraz doğar sözü gereğince, çoğu zaman bu iyiliklerine diğer devletlerden yeterli karşılık bulamamaktadır. Velhasıl, umarım dünya barışı denen kavram, sadece mitolojik bir efsane gibi, düşüncede kalmaz ve hakikate dönüşür.